Kara Kuvvetleri Morphalara Karşı
http://oykuseckisi.com/8-yil-ozel-ubor-metenga-oykuleri/
Kayıp Rıhtım Öykü Seçkisi 8. yıl dönümü Ubor Metenga öyküleri seçkisinde yer alan öyküm.
Kayıp Rıhtım Öykü Seçkisi 8. yıl dönümü Ubor Metenga öyküleri seçkisinde yer alan öyküm.
Birazdan öğrenecekleriniz yüzünden kendinizi suçlu hissetmenizi istemem. Zira bugüne dek onların bu yüzlerini hiç görmediniz. Kömürlüğünüzde karşınıza çıksa süpürge sapıyla ezeceğiniz halka mensup üyelerin özgürlük savaşı, sizi utandıracaktır. Rögar kapağına minnet etmeyen küt burunlular, düşündüğünüzden daha cesur çıktı.
Ruhsal bunalımdaki Moden takımının
Morpha alt takımından “Yeni Dünya Fareleri” (YDF) adında bir yeraltı fare
krallığı. İnsanlara karşı açtıkları özgürlük savaşının hikâyesinden söz
ediyorum. Böyle gizemli tanımladığım türün sizin aranızdaki adı: Sıçan. Uzun kulaklı, küt burunlu, bazen kedi kadar
büyük bir fare ırkı. Morphaların kuyrukları kendilerinden bile uzundur. En
meşhur fare örgütlerinden “Yeni Dünya Fareleri” adını alan Morphalar, kül
renginde kafalarıyla diğer fareler arasında hemen fark edilir. İnsanlar, rengi
fark etmeksizin her gördüğü fareye kapan kurduğu için örgütün elindeki bu ün,
sadece fareler diyarında geçerli oluyor. Morphaların en çok canını sıkan da bu.
Yani insanlar.
Size orayı hayal ettirmek
istemezdim ama bilmeniz gerek. Morphaların nerede yaşadığını bilmeden, neden
kurtulmak istediklerini hiç anlamayacaksınız: Tüm giderlerin içine döküldüğü
bir tünel düşünün. Yeraltında olduğunu söyleme gereği duymuyorum bile. Loş,
epey pislik dolu. Çok kötü kokuyor. Yolunuzu bulmanız gerekirse hiçbir şeyi
kendinize yön belirleyicisi olarak seçemezsiniz. Çünkü burada Morphalar hariç
sadece insan pislikleri var.
Dişi Morpha kulaklarındaki tüyleri
tararken lağımın eski neşeli günleri andı:
“Rögar kapağının üstünde yaşayan
insan denen ırkın nüfusu arttıkça buraların tadı tuzu kalmadı.”
“Yeryüzü onların elindeyse, her an
klozetten çıkma korkusunu vermek de hâlâ bizim elimizde. Bu insanlar kayıp
kıtayı bulur, yine bu korkuyu yenemez.”
Bir krallığa göre küçük hesaplar
peşinde olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat lağım farelerinin, yani Morphaların en
büyük silahı, insanların korkularıdır. Ellerinde bu da olmasa insanlar yedi
yirmi dört tuvalete gider, artık Allah ne verdiyse yeraltındakileri heba
ederlerdi. Ama bu olmayacaktı. Olmamalıydı.
Dişi Morpha yüzünü düşürdü:
“Apartman boşluğu, kömürlükler, bodrumlar, nehir kıyıları hep bizimdi. Eski
Dünya Fareleri’nin mutluluğu kemirilerek kazınmıştı yerlere. Önce her yeri
ilaçladılar, atalarımızı yok ettiler, sonra şanlı Morpha tarihimizin üzerine
asfalt döküp yol yaptılar. Her şeyin en sonunda, lütufmuş gibi, bizi yeraltına
kapattılar. Sağ olsunlar, rögar kapağımız var da gün ışığı alabiliyoruz.”
YDF Lideri Ubor Metenga, bu şikâyetlerden
sıkılmış olsa da, farelerin içini bir şekilde dökmesi gerektiğini düşünüp ses
etmiyordu. Yine de kendini, “İnsanlar içini buraya döküyor, buradakiler içini
bana döküyor. Lider benim, en zararda olan da benim,” diye düşünmekten
alamıyordu. Ubor Metenga, YDF’nin en cüsselisi, dayanıklısı, rengi en parlak
olanıydı. İşitme yeteneği, görüş kabiliyeti ve kemirme hızıyla neden lider
olduğunu kanıtlıyordu.
Dişi Morpha ile Ubor Metenga’nın
çözüme varmayan bu konuşmasının tam ortasında bir tabur fare, eğitimden
dönüyordu. Lafın rap rap rap rap ayak
sesleriyle bölünmesi, Metenga’yı sevindirmişe benziyordu:
“Döndünüz demek. Bugün eğitiminizde
istediğimiz noktaya yaklaştığınızı varsayarak, tünelin sonundaki alana sizin
için yeni bir çeşit peynir getirttim.”
Halkı, Ubor Metenga’ya âşıktı.
Morphalar her zaman askeriyeye önem
veren bir krallıktı.
* * *
Olayın
aslını size henüz anlatmadım. Bu farelerin derdi ne, mis gibi (?) yaşıyorlar, farenin de özgürü mü olurmuş, diyor
olabilirsiniz. Öncelikle “mis gibi” yerini bir kez daha düşünmenizi rica
etmeliyim. Bu özgürlük mücadelesini benim ağzımdan değil, YDF Lideri Ubor Metenga’nın
ağzından dinlemeniz en gerçek gizli bilgilere erişmenizi sağlayacaktır. Bu
iyiliğimi unutmayın.
Metenga,
ağızdan ağza yayılan söylentilerden, saat başı gelen onlarca şikâyetten artık
sıkılmıştı. Asker Birliği de yemeğini yedikten sonra halkı etrafına
toplayacağını duyurdu. Sesinin en çok yankı yapacağı yere geçti. Lağım
fareleri, şey yani Morphalar, azımsanacak bir çoğunluk değildi. Sesini hepsine
birden duyurmak Ubor Metenga gibi güçlü bir Morpha için bile zor olabilirdi.
Morphalar toplandı. Metenga neşeli
görünmekten çok uzaktı:
“Ne zamandır sizinle bunları
konuşmak için doğru zamanı bekliyorum. En doğru zamanı da karnınızın tok olduğu
ve insanların en az tuvalete gittiği zaman olarak düşündüm. Beni iyi dinleyin
Morphalarım. Bizler, Yeni Dünya Fareleri olarak, köklü bir tarihin belki de son
direkleriyiz. Atalarımız, Eski Dünya Fareleri, özgürlük mücadelelerini bizden
farklı olarak yerin üstünde vermişlerdi. Başarısızlıkları, yaşam alanımızın
yerin altıyla kısıtlanmasına mâl oldu. Ha, yerin üstünde insan deyimiyle “sıçan”
yok mu? Var. Fakat onlar akıllarını kaçırmışlar. Lidersiz bir hareket, sönmeye
mahkûmdur. Aksini düşünen var mı?”
Morphalar aynı anda başlarını iki
yana sallayıp ağızlarını şapırdattı. Bu, Ubor Metenga’ya bağlılık gösterdiklerini
belli ediyordu. Belki biri hariç. Metenga devam etti:
“Öyleyse sizlerle açık konuşacağım.
Morphaların soyu, yeniden tehdit altında. Fakat bu kez, gidecek yerimiz
kalmadı. İnsanlar gereğinden fazla üremeye başladığından beri her canlı türü
aynı tehdit altına girdi. Kimisi insan otoritesini erkenden kabul edip makûs
talihini bekledi. Kimisi ise başkaldırdı. Bu başkaldırının sonu, sonsuza dek
tükenen bir nesil de olabilir, doğada güçlenen bir hâkimiyet alanı da olabilir.
Bu, bize bağlıdır. İnsanlar, bizim varlığımızdan bir hayli haberdarlar. Balkon
giderinden, alaturka tuvaletten, klozetten, kömürlükten her an çıkabileceğimiz
için tetikteler. Fakat gizli örgütümüzden haberleri yok. Onlara
yapabileceklerimizden haberleri yok. Hâlâ kapana peynir koyacak kadar geri
kalmışlar. Hoş bazı Morphalar da hâlâ buna kanabilecek kadar açgözlü!”
Bunu söylerken kuyruğu kökünden
kopmuş olan bir Morpha’ya çok sert baktı. Devam etti:
“Bizler, Yeni Dünya Fareleri
olarak, Morpha soyunu devam ettirmenin derdindeyiz. Ne alanımızı genişletmek
istiyoruz ne de başka bir şey. Bunlar ancak daha sonraki sorunlarımız olabilir.
Şimdi öncelikli konu, yeni bir soykırıma daha uğramamamız.”
Dişi Morpha araya girdi:
“Üreme-Çoğalma Ekibimiz çalışmalara
devam ediyor Ubor Metenga. Dişi Morphalar Kurulu’nun 3-5 hafta gibi bir sürede
dokuz on yavru birden doğurma kapasitesi, YDF için umut verici. Bize
güvenebilirsiniz.”
Ubor Metenga önüne küflü peynir
sunulmuş gibi keyiflendi. Dişi Morpha’yı takdir ederek: “Çok iyi bir açıdan
baktın,” dedi. Sonra tüm Morphalara döndü:
“Duydunuz hepiniz değil mi? Biz, on
yıllar var ki, bu şekilde yaşıyoruz. Sıçanların olayı bu! Pislik içinde
yaşamaya bayılırız canım!”
Kendini kaptırdığını fark etti.
“Şey… Demek istedim ki, Morphaların
fıtratında zaten bünyesinde milyonlarca mikrobu taşımak var olduğu için,
hijyenik ortamın yokluğu bize koymaz. Fakat artık borulardan buraya dolan
pisliklerden bize yer kalmaz oldu. Üstelik Eski Dünya Fareleri zamanında bu
kadar insan yoktu. Şimdi yiyip yapıp üreyen, sığ bir türe dönüştüler. Buraları
temizleyen ekiplerinden de ses seda çıkmaz oldu.”
Şimdi hem siz hem onlarca Morpha,
Ubor Metenga’nın dilinden YDF’nin en büyük sorununu dinlemiş oldunuz: Yok
olmak.
* * *
Kendi aralarında fısıldamaya,
paniğe kapılmaya başlayan yüzlerce fare düşünün. Soylarının yok olmasından
korkuyorlar. İnsanlara karşı bir özgürlük mücadelesi verme derdindeler. Fakat
daha yerin üstüne nasıl çıkacaklarını bile bilmiyorlar. Morphalar hiç umutlu
görünmüyordu. O an, yüzlerce YDF Örgütü üyesi olan Morpha’yı gaza getirecek bir
şey oldu. Morphaların en ürkek üyesi, cılız sesini en son raddeye kadar
zorlayarak dillerinde isyan mânasına
gelen sözcüğü bağırdı:
- Norgunk!
Önce bir sessizlik oldu. Bu
kelimeyi dile getirmek kolay değildi. Morpha Tarihi boyunca bu kelime ikinci
defa sarf ediliyordu. Fareler birbirlerinin yüzüne baktı. Bağıran fare o kadar
küçüktü ki, önce kimin söylediğini göremediler. Saniyeler içinde bulundu. Çünkü
küçük isyankâr fareyi heyecandan hıçkırık tutmuştu. Şimdi sıra, içlerinden birinin
daha çıkıp cesaret etmesindeydi.
Bu kelimeler, sizin bildiğiniz
kelimeler gibi söylendikten sonra havada bir ses dalgası olarak salınan harfler
bütünü değil. Ruhu olan kelimelerdir. Karşılığını bulmadıkları müddetçe sağa sola
saldıran, her yerde onu arayan kelimelerdir. Fakat bulduklarında asıl gücü o
zaman kazanırlar.
YDF’nin durması, artık mümkün değildir. Çünkü
kuyruğunu kapanda kaybetmiş Morpha, yeraltını şaşkınlığa boğan karşılığı verdi:
- Teslaron!
İşte şimdi, ya her şey bitmişti ya
da yeni başlıyordu.
* * *
O gün, YDF için dönüm noktası
olmuştu. Eski Dünya Fareleri’nden bu
yana kimsenin dili bu kelimeleri söylemeye varmamıştı. Bu, Morphaların bir
savaş hazırlığında olduğunun göstergesiydi.
Yeraltında, yukarıdan fark edilecek kadar
hareketlilik vardı. Şehre sessizlik hâkim olduğu saatlerde aşağıdan gelen
sesler, Morphaların en büyük silahını yine haklı çıkarmıştı. İnsanlar
korkuyorlardı. Yeraltına gömdükleri ölülerden mi yoksa hiç bilmedikleri
şeylerden mi? Ubor Metenga ve örgütü, bununla ilgilenmiyordu. Onlar, bir an
önce ellerinden alınan yeryüzü ve özgürlük için savaşmak istiyordu.
Bunun için hem zihinsel olarak hem
de fiziksel olarak yoğun bir kuşanma sürecine girdiler. Dişi Morphalar
Kurulu’nun Üreme-Çoğalma Ekibi, durmadan nüfusa yeni Morphalar
kazandırıyorlardı. 5 hafta gibi bir sürede, tek seferde sekiz ya da dokuz yeni
Morpha aralarına katılıyordu. Ubor Metenga, bu artıştan memnundu. Tek
düşündüğü, eğer girişimleri sonuçsuz kalır da eski yaşamlarına dönmek zorunda
kalırlarsa bu kadar fareye nasıl bakacağıydı.
Önlerinde birkaç aylık süre vardı.
Yeni Dünya Fareleri, savaşa hazırlanacaktı.
Yüzlerce fare içinden en iyi
kemirenlerin, işitenlerin ve görenlerin seçileceği büyük bir yarışma olacaktı. Askeri
birlikler, bakanlıklar ve kurumlar için en uygun fareler belirlenecekti. Ubor
Metenga’nın tek başına juri olacağı yarışmada seçilenler, YDF bölüklerine
gerekli eğitimi veren komutan fare rütbesine erişecekti.
Her şeye Ubor Metenga yetişemezdi.
Yarışmanın düzenleneceği sabah
Morphalar için büyük gündü. Fareler, insanlara karşı verecekleri zorlu savaşta
ne işe bakacağını bunun sonunda öğreneceklerdi.
Gün doğumu yeraltından fark
edildiği an tüm fareler ayaklanıp Metenga’nın emrini beklemeye başladı. YDF
tabelasının altında toplanan Morphalar, Ubor Metenga’nın uykusunu almasını
büyük bir keyifle bekleyebilirlerdi. Ona gösterdikleri bu sonsuz bağlılık,
aralarında bazıları için kafa karışıklığı yaratıyordu. Neden her sabah, saati
rögar kapağından aşağı sızan güneş ışığından anlarken, burada dikilip içtimaya
çıkıyorlardı? Neden Metenga’nın kelimeleri gökten inen emir niteliğindeydi?
Ubor Metenga’yı farelerin yeraltı imparatorluğuna kim lider yapmıştı? Bu
soruları soran fare için yeraltındaki şartlar, sorun teşkil etmiyordu. Dünya’ya
fare olarak gelip daha iyi koşullar aramak, mantıklı değildi. Morpha ırkı
içinde böyle düşündüğünü çekinmeden söyleyebilen tek bir fare vardı.
Özgürlük mücadelesi veren bir halk
için tehlikeli fikirlerdi. Ortada bir sorgulama varsa, tüm birikimleri bu
çatlaktan sızabilirdi.
Henüz Morphalar için surat asma
vakti değildi. Heyecanla Ubor Metenga’nın uyanmasını bekleyen yüzlerce fare
içinde bir küt burunlunun kafasındaki sorular, hiçbir şeyi değiştirmezdi. Sesli
düşünmediği müddetçe.
İlk sabah, Ubor Metenga içtimayı
yaptıktan sonra tecrübelerine göre fareleri acemi ve uzman birliklerine ayırdı.
Acemileri kendi içinde, uzmanları kendi içinde yarıştırdıktan sonra en iyi
uzmanları, en iyi acemilere komutan yapıp en güçlü orduyu kuracaktı.
Yeni Dünya Fareleri birtakım
testlerden geçirildi. Ubor Metenga’nın sorularını cevaplayıp ne konuda kabiliyetli
olduğunu sergilediler. Önlerine koyulan eşit dilim peynirleri bir dakika içinde
kemirdiler, en az peynir bırakan bu adımı kazanmış oldu. Böylece gerekli anda
hangi Morphaların insan kulağı kemireceği saptandı. Ardından Ubor Metenga’ya on
beş fare adımı uzaklığa dizildiler. Metenga’nın söylediklerini önlerindeki kâğıda
yazdılar. En iyi işiten de böylece belirlendi. Kimlerin yaklaşan insan
adımlarını çok önceden duyup YDF adına tedbir alacağı belirlenmiş oldu.
Bakanlıklarda kimlerin görev alacağı çoktan seçmeli sınavların sonucunda en
yüksek puanları alanlarla belirlendi. Acemiler bölümünde uygulanan bu sınav
adımları, uzmanlarınkinin yanında oyuncak gibi kalıyordu.
Uzmanların olası bir insan istilası anında kullanacağı savaş teknikleri deneniyordu. Büyük bir taşa insanmış gibi saldırmak, ölen bir YDF üyesi için o an yapılacaklar, uzman yarışının en kolay adımları sayılırdı.
Uzmanların olası bir insan istilası anında kullanacağı savaş teknikleri deneniyordu. Büyük bir taşa insanmış gibi saldırmak, ölen bir YDF üyesi için o an yapılacaklar, uzman yarışının en kolay adımları sayılırdı.
Yarışmalar bir gün boyu sürdü.
Günün sonunda gerekli teşkilatlanma sağlanmıştı.
YDF Askeri Birlikleri yeni
erleriyle güç kazanmıştı. Yakın dövüş fareleri için özel uzmanlar, taşlı,
silahlı fareler için başka özel uzmanlar görev başına getirilmişti. Sadece
sinir bozmak için kemirgen tabur kurulmuş, insanları çileden çıkarmak öncelik
olarak belirlenmişti. Bakanlıklar, iç işlerinin düzgün yürütülmesi için gerekli
tüm çalışmaları yapıyordu. Refah içinde bir savaşın görünmez kahramanları, YDF
Bakanlıkları kararnameleriydi. Anlayacağınız küçümsediğiniz fareler, dünya
askeri tarihine yeni bir sayfa açacağa benziyordu.
* * *
Günler, YDF Birliği Askerleri’nin
yeryüzü darbesine hazırlığıyla geçiyordu. Dört ay geçmişti. Ubor Metenga, dört
ay gibi bir sürede, tüm Morphaları savaşa hazırlamıştı. Tüm bakanlıklar tıkır
tıkır işliyordu. Bu geçen süre zarfında insanlar aymazlığı iyiden iyiye ele
almıştı. Kanalizasyon ve umumî tasfiye tesisleri yapılmadığı için zorluk çeken
Morphalar, sırf bu konuya bakan YDF Bakanlığı kurmuşlardı: Yeni Dünya Fareleri
Lağım Mecrası İnşaası Bakanlığı.
Tüm çalışmalar arasında fareler
arasında bazı söylentiler yayılmaya başlamıştı. Metenga’nın iktidarını reddeden
fare, YDF’leri örgütlemeye kalkmıştı. Kalkışma, başlamadan birlikler tarafından
bastırılmıştı. Dört ay için yapılan planlamalarda tek fire verilen konu bu
farenin davranışlarıydı. Ubor Metenga’nın liderliğini kabul etmek istemiyordu.
O günden itibaren ara sıra ortadan kaybolmaya başlamıştı. Kimsenin aklına takip
etmek gelmemişti.
Bakanlık bünyesinde toplanan
araştırma kurumunun çalışmalarına göre insanlar ancak yapmayı biliyordu. Dört
aylık derinlemesine araştırmanın sonucunda elde edilen bu veri Ubor Metenga’yı
tatmin etmemişti. Bunun için Rögar Gözetleme Kulesi Ekibi kurup yer üstünde
neler döndüğünü rapor ettirmişti. Dehşet verici raporda şu yazıyordu: İnsanlar
kanalizasyon çukurundan içeri tükürüyor.
Metenga, o günü makamında geçirdi.
Bedeninde bulunan her delikten bir pislik çıkarmayı, hepsini de Morpha
Diyarı’na göndermeyi nasıl başarıyorlardı? Odasından çıkmayan Metenga, savaşa
hazır halk arasında endişe yarattı. Eski Dünya Fareleri’nin intikamını almak
için, YDF’nin soyunu kurtarmak için yanıp tutuşan yüzlerce fare, şimdi onsuz
kalamazdı.
Sadece yetkili kişilerin
girebildiği Ubor Metenga’nın odasının kapısı çaldı:
“Girebilir miyim Ubor Metenga?”
“Gel bakalım, gel.”
Sesinden yolunda gitmeyen bir
şeyler olduğu belli oluyordu. Esur, fareler içinde en yetkin olanlardan
biriydi. Odaya gelme cesaretini de o göstermişti.
“Sorun nedir?
“Artık bir şeyler yapmamız lazım.
Dişi Morphalar söz verdikleri gibi Üreme-Çoğalma Ekipleri’ni çalıştırıyor. Ama
temizlenmeyen çukurumuzda bir Morpha’ya daha yer kalmadı. Artık zamanı geldi
Esur.”
“Harekâtın başlaması için seni
bekliyoruz Metenga.”
“Öyleyse, başlıyoruz.
* * *
Ubor Metenga ve YDF’liler, zihnen
ve bedenen savaşıp özgürlüklerini kazanmaya hazırdı. Esur, odadan çıkıp tüm
bölüklere, ekiplere, bakanlıklara Ubor Metenga’nın emrini bildirdi: Var
gücümüzle zincirlerimizi kemirip Eski Dünya Fareleri’nin intikamını alacağız
farelerim!
Günün ilk ışıkları yeraltına kadar
indi.
Rögar Gözetleme Kulesi Ekibi’nden
onay geldi. Ortalıkta fazla insan görünmeyen saatlerdeydiler. YDF Yer üstüne
Sızma Teşkilatı Birlikleri, yukarı açılan her delikten çıkmaya başlamıştı. Ubor
Metenga’nın öncülüğünde, Eski Dünya Fareleri’nden bu yana yukarı çıkmayan
Morphalar, şimdi yer üstündeydi. Yola dağılan fareler, ilk iş olarak aşağıdaki
yüzlerce fare için mazgalları açmaya koyuldu. Çıkışları daha hızlı tamamlayan
yer altı krallığı fareleri, saldırıya hazırdı. Etrafta hiç düşman görünmemesi
Ubor Metenga’ya tuhaf görünmüştü. Bir o kadar da umut verici:
“İşimiz sandığımızdan daha kolay
olacak farelerim. Eğitimde yaptığımız tatbikatlarda olduğu gibi, herkes
görevinin başına. Yuvamızı geri alalım!”
Bir ağızdan:
- Norgunk!
- Teslarom!
Sokaklara yayılan yüzlerce fareyi
vik vik sesler çıkarırken hayal edin. Sizce de bir insanın bile çıkıp camdan
bakmıyor oluşu gerçekleşmesi mümkün olmayan bir mucize değil mi? Metenga,
hayalperest bir liderdi.
Herkesin yerini aldığını görmek
isteyen Metenga, arkasına baktı. Hatırlarsınız, “Ya her şey bitmişti ya da yeni
başlıyordu,” demiştim. Metenga’nın başlamadan biten bir savaşın lideri olduğunu
anlaması bir saniyesini bile almadı.
Dönüp baktığında yüzlerce farenin
cadde boyunca yerde yattığını gördü. Bırakın savaşa hazır olmayı, peynir kemirecek
durumda bile değillerdi. Metenga, “Şaka kaldıracak durumda değilim!” diye
bağırdı. Gözleri Esur’u aradı. Adımını attığı anda ayağının altında bir şey
hissetti. Esur’un kuyruğu. Metenga’nın dibinde yatıyordu.
“Norgunk!” Bir farenin doğrulup teslarom demesini bekledi.
Ubor Metega, aklını kaçırmış bir
fare gibi yüzlerce ölü farenin arasında dişlerini birbirine çarparak koşuyordu.
Tek tek ezberinde olan Morphalardan eksik olanı fark etti. Metenga’nın
liderliğine kafayı takmış olan küt burunlu Morpha. Hani eğitimlerin olduğu sıra
Metenga’ya olan bağlılığa anlam veremeyen fare.
O yoktu.
Sesli
düşünmediği müddetçe, demiştim. Demek sesli düşünmüştü.
Bir binanın tepesinden tiz bir
viyaklama yükseldi.
“Ubor Metenga bozuntusu!” diyordu
ses. Metenga, başını yukarı kaldırdı. Bir binanın tepesinde aşağıda bulamadığı
fare duruyordu.
Metenga’nın olanı anlaması zor
olmadı. Farelerin özgürlük savaşını yine bir fare yok etmişti.
YDF teşkilatlanmasının sağlandığı
dört ay boyunca bu fare yer üstüne bilgi sızdırmıştı. İnsanlar, birkaç ay
içinde bir sıçan istilası yaşanacağını bilip her şeyi buna göre
düzenlemişlerdi. Savaşın açılmasına yakın tam gününü de öğrendiklerinde, her
şeyi başlamadan bitirmişlerdi.
Morphalar, insanların tuzağına
düşmüştü. Yeryüzüne çıkacakları gün önceden bilindiğinden tüm sokaklar, ev
girişleri, tuvalet giderleri, kömürlükler ilaçlanmıştı. İlaca ayak basan
farenin birkaç dakikadan sonra sağ kalması mümkün değildi. Ubor Metenga, diğer
Morphalara göre daha dayanıklı olduğundan bu süre birkaç dakika daha uzamıştı
işte. İnsanlar, Eski Dünya Fareleri darbesinden
sonra, bunu da yaptı. Yeni Dünya Fareleri’nin sonu geldi.
Tüm fareler ölmüştü. İstihbaratçı
fare, bir binanın tepesinden soyunun tükenişini izledi. Ubor Metenga, tek tek
gezdiği tüm farelerin yüzündeki özgürlük ifadesine son kez baktıktan sonra,
yüzlerce Morpha’nın arasına yığıldı.
Yorumlar
Yorum Gönder